Özgün Araştırma

Onkoloji Hastanesi Yogun Bakim Ünitesinde Hemsirelerin Tükenmislik Sendromu

10.4274/tybdd.96168

  • Yeliz Irem Tunçel
  • Mensure Kaya
  • Rukiye Neslihan Kuru
  • Saadet Mentes
  • Süheyla Ünver

Gönderim Tarihi: 17.04.2014 Kabul Tarihi: 17.07.2014 J Turk Soc Intens Care 2014;12(2):57-62

Amaç: Yogun bakim ünitelerinde (YBÜ), yogun is talebi ve zor çalisma kosullari nedeniyle tükenmislik siktir. Bu çalismanin amaci, hastanemiz yogun bakim ünitelerinde çalisan hemsirelerde tükenmislik ve depresyon durumunu analiz etmek ve iliskili faktörleri belirlemekti. Gereç ve Yöntem: Çalisma Ankara Onkoloji Hastanesi YBÜ’de yürütüldü. Tükenmislik (Maslach Tükenmislik ölçegi) ve depresyon (Beck Depresyon ölçegi) degerlendirilmesi, kapali zarfla verilen anketlerle degerlendirildi. Bulgular: Toplam 37 hemsirenin 35’inden dagitilmis olan anket formlari geri alindi (%94,5 yanit orani). Hemsirelerin %82,9’unda duygusal tükenmislik, %51,4’ünde duyarsizlasma saptandi. Kisisel basari %80’inde yüksekti. Hafif- orta duygu durum ve hafif anksiyete saptandi. Meslek yili, aylik gelir, meslegi kendine uygun bulma, YBÜ’de çalismayi kendi istegi ile seçme, çalisma ortamindan memnuniyet ve sosyal aktiviteyi yeterli bulma tükenmislikle iliskili faktörler olarak bulundu. Sonuç: Çalismamizda, yogun bakim ünitemizde hemsirelerin tükenmislik skorlarinin yüksek oldugu saptandi. YBÜ’de kendi istegiyle çalisan, hemsirelik meslegini kendine uygun bulan, sosyal aktiviteleri yeterli ve çalisma ortamindan memnun olan hemsirelerde tükenmislik daha azdi. Bu nedenle YBÜ personeli seçiminde kisisel ihtiyaçlar ve tercihlere önem verilmesi ve çalisma ortaminin iyilestirilmesine yönelik çalismalar yapilmasi gerektigini düsünmekteyiz.

Anahtar Kelimeler: Tükenmislik, depresyon, yogun bakim, hemsireler, onkoloji

Giris

Tükenmislik, birçok saglik çalisaninda tespit edilmis, stres kaynakli profesyonel meslek hastaligidir (1). En yalin haliyle, fiziksel ve ruhsal açidan enerjinin tükenmesi olarak tanimlanir. Maslach tarafindan tükenmislik; is yerinde kronik strese verilen tepki sonucunda, kisinin gerek is hayatinda gerekse diger insanlarla olan iliskilerinde olumsuzluklara yol açan, kronik yorgunluk, çaresizlik, umutsuzluk ve öz saygi yitimi duygularinin gelisimi ile birlikte seyreden, fiziksel, duygusal ve entelektüel tükenmeyle karakterize psikolojik bir sendrom olarak tanimlanmistir (2). Tükenmisligin psikolojik etkilerden biri de depresyondur. Depresyonda isteksizlik ve yasamdan zevk almama durumu olusmaktadir. Insanlar arasi iliskide azalma, hayata bakis tarzinda olumsuzluk ve karamsarlik, kararsizlik, açiklanamayan düsünce yetisi, uygunsuz suçluluk ve degersizlik, yorgunluk, enerji kaybi gibi duygu ve düsünceler görülür. Yogun bakim üniteleri (YBÜ), tedavi ve bakim ile ilgili kararlarin hizli alinip uygulandigi, uygulanan kararlarin olasi sonuçlarinin hizla yansidigi dinamik alanlardir (3). Ileri yasam destegindeki ilerlemeler ve gelismis hemsire bakim uygulamalari YBÜ’de sag kalimi arttirirken, artmis beklenti ve zor çalisma kosullari stresli bir ortam yaratmaktadir. Agir is yükü, zaman baskisi, ileri yasam desteginin yogun kullanimina ragmen sonuçlarin her zaman yüz güldürücü olmamasi hemsirelerin fiziksel ve duygusal zorlanmalarina neden olmaktadir. Bu çalismanin amaci, hastanemiz yogun bakim ünitelerinde çalisan hemsirelerde tükenmislik ve depresyon durumunu analiz etmek ve iliskili faktörleri belirlemekti.


Gereç ve Yöntem

Çalismaya egitim planlama kurulu onayi alindiktan sonra, Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Egitim ve Arastirma Hastanesi, Anestezi Yogun Bakim ve Cerrahi Yogun Bakim ünitelerinde çalisan hemsireler dahil edildi. Çalismada veri toplama araci olarak Maslach Tükenmislik ölçegi, Beck Depresyon ölçegi, Beck Anksiyete ölçegi ve sosyodemografik özellikleri gösteren bilgi formu kullanildi. Sosyodemografik form 20 soruluk bir anket olup Taycan ve ark.’nin çalismasi dikkate alinarak olusturuldu (Ek 1) (4). Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalismasi Ergin tarafindan yapilmis olan Maslach Tükenmislik Ölçegi (MTÖ), üç alt ölçekli, toplam 22 maddeden olusmaktadir (Ek 2): Duygusal tükenme (DT) ile ilgili 9 madde, kisisel basari (KB) ile ilgili 8 madde ve duyarsizlasma (D) ile ilgili 5 madde bulunmaktadir (5). Arastirmamizda kullandigimiz MTÖ 5 dereceli likert bir ölçektir (0: hiçbir zaman, 1: çok nadir, 2: bazen, 3: çogu zaman, 4: her zaman). DT için 1., 2., 3., 6., 8., 13., 14., 16., 20. sorular puanlandirilarak; 0-11 puan arasi düsük, 12-17 puan arasi orta, 18 ve üzeri puan yüksek risk olarak, D için 5., 10., 11., 15., 20., 22. sorular puanlandirilarak; 0-5 puan arasi düsük, 6-9 puan arasi orta risk ve 10 ve üzeri puan yüksek risk olarak kabul edildi. KB için 4., 7., 9., 12., 17., 18., 19., 21. sorular puanlandirildi. Çalismamizda, KB için de düz puanlama yapilmis olup, KB için 0-21 puan yüksek, 22-25 puan arasi orta, 26 ve üzeri puan düsük risk olarak degerlendirildi. Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalismasi Hisli tarafindan yapilmis olan Beck Depresyon Ölçegi (BDÖ) 21 sorudan olusan derecelendirme ölçegidir (Ek 3) (6). Denk düsen puan araliklari dogrultusunda 1-10 arasinda normal, 11-16 arasinda orta derecede duygu durum rahatsizligi, 17-20 arasi klinik olarak depresyon, 21-30 arasi orta düzeyde depresyon, 31-40 arasi ciddi depresyon, 41-63 arasi agir depresyon olarak degerlendirilmektedir. Beck Anksiyete ölçegi (BAÖ) ise 21 soruluk derecelendirme ölçegi olup, denk düsen puan araliklari dogrultusunda 8-15 arasi puan hafif düzeyde anksiyete, 16-25 arasi orta düzeyde anksiyete, 26-63 arasi siddetli düzeyde anksiyete olarak degerlendirilmektedir (Ek 4). YBÜ’de çalisan hemsireler arastirma hakkinda bilgilendirildikten sonra, arastirmayi kabul edenlere anket formlari bir gün sonra alinmak üzere kapali zarf içinde verildi. Veriler bilgisayar ortaminda SPSS 17.0 programi kullanilarak degerlendirildi. Ölçülebilen parametrelerin dagilimi Kolmogorov-Smirnov testi uygulanarak belirlendi. Sosyodemografik özellikler dikkate alinarak olusturulan gruplar arasindaki fark, bagimsiz gruplarda normal dagilan veriler için student’s t- test ve Anova, normal dagilima uymayan veriler için Mann Whitney- U ve Kruskal Wallis varyans analizi kullanilarak degerlendirildi. Çoklu karsilastirma testlerinde Tukey HSD testi kullanildi. Nitel verilerin degerlendirilmesi Chi-square veya Fisher’in kesin Chi-square testleri kullanilarak yapildi. Sürekli degiskenler arasindaki iliski Pearson ve Spearman korelasyon analizi ile degerlendirildi. Korelasyon katsayisi (r) 0-0,49 arasinda ise korelasyon zayif, 0,5-0,7 arasinda orta derecede, 0,7-1 arasinda ise kuvvvetli iliski var olarak degerlendirildi. Istatiksel olarak p<0,05 degeri anlamli kabul edildi.


Bulgular

Anestezi ve Cerrahi yogun bakim ünitesinde çalisan 37 hemsireye anket dagitilmis olup, 35 hemsireden anket formlari geri alindi (%94,5 yanit orani). Çalismaya katilan hemsirelerin sosyodemografik özellikleri (Tablo 1) incelendiginde %88,6’si kadin ve %94,7’si 20-40 yas araligindaydi. %74,3’ü evli, %45,7’si lisans mezunuydu. Hemsirelerin %40’i meslekte 10 yilini doldurmustu. Yüzde 60’inin YBÜ tecrübesi 3 yil ve altiydi. Çalismamizda egitim düzeyi, medeni durum, YBÜ tecrübesi ve çalisma sekli açisindan Maslach Tükenmislik ölçeginin 3 alt grup verileri karsilastirildiginda farklilik bulunamadi (5) (Tablo 2). Çalismaya katilan hemsirelerin ortalama anksiyete puani 12,9±10,2, depresyon skoru 9,2±6,9, DT skoru 26±7,7, D skoru 11,7±5,3 ve KB puani 29,4±6,8 idi. Hemsirelerin %82,9’unda DT puanlari, %51,4’ünde D puanlari yüksek risk grubundaydi ve %80’inde KB puanlari yüksekti. Çalismamizda yaslara göre degerlendirme yapildiginda, 40 yas ve üzeri hemsirelerde 20-29 yas ile 30-39 yas arasi hemsirelere göre KB puanlari anlamli düsük bulundu (24) . Meslekte 10 yil ve üzeri çalisan hemsirelerde, 1-5 yillik hemsirelik tecrübesi olanlara göre D puanlari istatistiksel olarak anlamli düsük bulundu (38). Aylik gelirini yetersiz bulan hemsirelerde depresyon puanlari daha yüksekti (24). DT, D ve depresyon puanlari, meslegini kendine uygun bulan hemsirelerde daha düsüktü (5). KB puanlari, YBÜ’de çalismayi kendi istegiyle seçen hemsirelerde, atama ile gelenlere göre daha yüksekti (5). DT ve depresyon, sosyal aktiviteyi yetersiz bulan hemsirelerde istatistiksel olarak daha yüksekti (5). Is yerinden memnun olan hemsirelerde, memnun olmayanlara göre depresyon, DT ve D puanlari daha düsüktü (5). Anksiyete ile depresyon ve DT arasinda (74), depresyon ile DT arasinda (71) kuvvetli iliski, depresyon ile D arasinda orta derecede (51) iliski bulundu.


Tartisma

Çalismamizin amaci, hastanemiz yogun bakim ünitelerinde çalisan hemsirelerde tükenmislik düzeyini analiz etmek ve iliskili olan faktörleri belirlemekti. Anestezi ve Cerrahi yogun bakim ünitesinde çalisan 37 hemsireye anket dagitildi, %94,5 yanit orani ile 35 hemsireden anket formlari geri alindi. Çalismamizda, YBÜ’de çalisan hemsirelerimizde duygusal tükenmislik ve duyarsizlasma düzeylerinin yüksek, kisisel basarisizlik düzeylerinin ise düsük oldugu saptandi. Yüksek duygusal tükenmislik ve duyarsizlasma düzeyine ragmen KB puanlarinin beklenenin aksine yüksek bulunmasinin sebebi, duygusal tükenme ve duyarsizlasma ile kisisel basarinin farkli etkenler tarafindan etkileniyor ve birbirlerinden bagimsiz olarak degisiyor olmasi olabilir. Hemsirelerin BDÖ puan ortalamalari hafif-orta duygu durum bozuklugu, BAÖ puan ortalamalari ise normal-hafif düzeyde anksiyete olarak degerlendirildi. Tükenmislik, kisinin is hayatini ve diger insanlarla olan iliskilerini olumsuz etkileyen, sosyo psikolojik yönü olan, duygusal tükenme (DT), duyarsizlasma (D) ve kisisel basarida (KB) düsme olmak üzere üç alt boyutta ele alinan bir kavramdir. Maslach’in tükenmislik modelindeki asamalar birbirini izleyen yavas ve sinsice gelisen belirtilerden olusur. Tükenmislik öncelikle bireyin duygusal kaynaklarini tüketmesi ile ortaya çikar. DT, tükenmisligin en önemli belirleyicisi olup, kisinin duygusal yönden kendisini yipranmis hissetmesi ve asiri yüklenilmis olma duygularini gösterir. Duygusal anlamda tükenen birey bir sonraki asamada çevresindeki insanlarla olan iliskisini sinirlandirarak psikolojik olarak insanlardan uzaklasir. Duyarsizlasma, kisinin hizmet verdiklerine karsi duygudan yoksun tutum ve davranislar sergilemesidir. Bireylere karsi bir insan olarak degil de nesne olarak yaklasim söz konusudur. Son asamada ise birey, is ve insan iliskileri konusunda bir yetersizlik duygusu içerisine girmekte, isini yapma konusunda, kendisini yetersiz görmeye baslamaktadir. Kendini yetersiz görme, ise karsi motivasyon düsüklügü, kontrol eksikligi ve çaresizlik hissi ise kisisel basari eksikligidir (7). Tükenmislikte kiside mevcut olan veya yeni ortaya çikan psikosomatik rahatsizliklar ve depresif sikayetlerde artma gibi sorunlar ortaya çikar (8). Tükenmislik ile depresyon arasinda iliski oldugunu savunanlar oldugu gibi, iki farkli klinik oldugunu savunanlar da vardir (9-11). Çalismamizda BDÖ puan dagiliminda ruhsal durumda inis ve çikislarin normal oldugu hemsire sayisi çogunluktaydi. BDÖ puanlari normal-hafif duygu durum bozuklugu olarak bulunmasina ragmen, depresyonun DT ve D ile iliskili oldugunu saptadik. Firth ve ark. profesyonel depresyonla duygusal tükenmisligin benzer fenomenler oldugunu ileri sürerek, depresif duygu durumu ile profesyonel depresyon arasinda istatistiksel olarak ileri derecede anlamli korelasyon bulundugunu bildirmislerdir (12). Martin ve ark. depresyonla DT ve D arasinda bir iliski bulmasina karsin, birçok demografik ve öznel degiskenin her iki klinik tabloyu farkli yönlerden etkiledigini belirtmislerdir (9). Maslach yasin is tecrübesi ile karistirildigini, tükenmislik yönünden bireyin genç olmasinin mi yoksa daha tecrübesiz olmasinin mi daha riskli oldugunun ayrismadigini belirtmistir (7). Yapilan bir meta analize göre, genç yasta olanlar ve deneyimi az olan çalisanlar daha fazla tükenmektedirler (13). Çalismamizda yaslara göre tükenmislik ölçeginin 3 alt boyutu karsilastirildiginda KB puanlarinin 40 yas ve üzeri hemsirelerde, 20-29 ve 30-39 yas arasi hemsirelere göre daha düsük oldugu saptandi. Literatür incelendiginde, çalismamizdan farkli olarak yas ilerledikçe KB puanlarinin yükseldigi görülmektedir (4). Meslekte geçirilen süre arttikça, KB puanlari da artmaktadir. Yasla birlikte hemsirelerin isle ilgili sorunlarla daha etkili mücadele yollari gelistirmesi ve zaman içinde mesleki olgunlasmanin dogal sonucu olarak kendilerini daha basarili görmesi seklinde yorumlanabilir. Yani kendini yetersiz ve basarisiz hissetme daha çok meslege yeni baslayanlarda ortaya çikmakta, deneyim kazanilmasi ile birlikte kisinin kendisini basarili hissetmesinde artis görülmektedir. Çalismamiza dahil olan 40 yas ve üzeri hemsirelerimizin, daha öncesinde sadece servis tecrübelerinin olup YBÜ tecrübelerinin az olmasinin, daha çok sorumlu hemsire olarak çalismalari ve birebir hasta bakimi yapmamalarinin bu sonuçta etkisi oldugunu düsünmekteyiz. Çalismamizda, DT ve D alt ölçek puanlari ile yas arasinda istatistiksel olarak anlamli bir farklilik saptanmadi. Bu sonuçlar literatürle kismen uyumluluk göstermektedir (4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14). YBÜ tecrübesine göre tükenmislik düzeyinde anlamli fark bulmamamiza ragmen, hemsirelik meslek yili 1-5 yil olanlarda duyarsizlasma, 10 yil ve üzeri hemsire olanlara göre daha yüksekti. Artan tecrübeyle birlikte sorunlari analiz edip çözüm getirebilme becerisinin artmasi ve beklentilerin azalmasi, ise iliskin degerlerin ve genel yasam beklentilerinin, dolayisiyla da isin tasidigi önemin yarattigi farkliliklar bu sonuca etkili faktörler olabilir. Tükenmislikle ilgili yapilmis çalismalarda, demografik faktörlerin tükenmislik için en az belirleyici degiskenler oldugu çalisma ortami, meslegini kendi istegi ile seçme, yaptigi is için alinan ücret gibi faktörlerin tükenmislik için daha belirleyici oldugu belirtilmektedir (15,16). Çalismamizda, YBÜ hemsirelerinde genel tükenmislik puanlari yüksek olup, özellikle meslegini kendine uygun bulma, YBÜ’de çalismayi kendi istegi ile seçme ve is yerinden memnun olmanin tükenmislikle iliskisi ters orantili bulundu. Çalismaya katilan YBÜ hemsirelerinin yas, egitim durumu, medeni durumu, çocuk sahibi olma durumu ve vardiyali çalisma sekli degiskenleri ile tükenmislik düzeyleri arasinda iliski degerlendirildiginde, tükenmisligin üç alt boyutunda da istatistiksel anlamli bir iliski bulunamadi. Meslegini kendine uygun bulmayan ve is yerinden memnun olmayan hemsirelerde, depresyon, duygusal tükenmislik ve duyarsizlasma daha fazlaydi. Kendi istegi disinda YBÜ’de çalisan hemsirelerde kisisel basari da düsüktü. Aylik gelirini yetersiz bulan hemsirelerde depresyon daha fazla saptandi. Çalismamizda demografik özelliklerden çok, çalisma ortami ile ilgili faktörler tükenmislikle iliskili bulundu. Tükenmisligi önlemeye yönelik girisimler bireye odakli veya çalisma ortamina yönelik olabilir. Literatürde bireye yönelik girisimler daha fazla olup, çatisma çözme becerileri egitimi ve tükenmislikle bas etme egitiminin duygusal tükenmisligi azalttigi belirtilmistir (17,18). Ancak biz çalisma ortaminin iyilestirilmesine yönelik önlemlerin daha önemli oldugu kanaatindeyiz. Sosyal destek, duygusal tükenme oranini azaltabilir (19). Özellikle is arkadaslarindan alinan destek, isle ilgili sorunlarin üstesinden gelmede önemlidir, ancak yogun çalisma temposu ve vardiyali çalisma kosullari sosyal aktiviteleri kisitlamaktadir. Çalismamizda yetersiz sosyal aktivitenin de duygusal tükenmislik ve duyarsizlasma üzerinde etkili oldugu bulundu. YBÜ’lerinin genellikle izole olan konumlari ve YBÜ disinda yetersiz taninma tükenmislik gelisiminde etkili olabilir (20,21). Bu nedenle tükenmislikten koruyucu faktörlere yönelik çalismalarda sosyal destegin önemi göz ardi edilmemelidir. Kanser hastalarinin bakimi, emek isteyen, zahmetli ve stres düzeyi yüksek bir istir (22). Onkoloji ünitelerinde çalisan hemsireler, kötü prognozlu komplike hastalari, yeni tibbi gelismelerin yogun kullanildigi ortamlarda izlemektedirler. Agrili, sikintili ölüme yakin hastalarla sik karsilasilmasi bu servislerde çalisanlarda tükenmislik açisindan risk olusturmaktadir (23-25). Ayrica kanser hastalarinda gelisen pek çok psikososyal sorun sadece hastayi ve yakinlarini degil, tedavi ve bakimi üstlenen saglik personelini de etkiler (26). Çalismamiz sadece onkolojik yogun bakim hastalarini takip eden hemsireler üzerinde yapilmadigi için, hemsirelerin onkolojik yogun bakim ortamindan ve hastalarindan nasil etkilendigini analiz etmemiz mümkün olmamistir. Ancak yogun bakim ünitemizde onkolojik kritik hasta sayisinin fazla olmasinin, hemsireler üzerinde yüksek duygusal stres düzeylerine ve tükenmislik skorlarina etkisi olabilecegini düsünmekteyiz.


Sonuç

YBÜ’de kendi istegiyle çalisan, hemsirelik meslegini kendine uygun bulan, sosyal aktiviteleri yeterli ve çalisma ortamindan memnun olan hemsirelerde tükenmislik daha azdi. Bu nedenle YBÜ personeli seçiminde kisisel ihtiyaçlar ve tercihlere önem verilmesi gerektigini düsünmekteyiz. YBÜ hemsirelerinin belli araliklarla degerlendirilip, elde edilen sonuçlara göre çalisma kosullarinin iyilestirilmesi, gerekirse diger kliniklere rotasyon yapilmasi, is ortaminda desteklenmeleri, meslegi gerçekten isteyenlerin seçmesine olanak saglanmasi ve belli aralarla bas etme egitiminin verilmesi önerilebilir. Tükenmisligi önlemeye ve azaltmaya yönelik çalismalar sinirli olup, ulusal düzeyde çalismalarin güncellenmesine gereksinim oldugu kanaatindeyiz.


Çikar Çatismasi

Yazarlar herhangi bir çikar çatismasi bildirmemislerdir.


1. Felton JS. Burnout as a clinical entity- its importance in health care workers. Occupational Medicine . 1998;48:0-237.

2. Maslach C, Jackson SE. The measurement of experienced burnout. Journal of Occupational Behavior . 1981;2:0-99.

3. Bunch EH. Hidden and emerging drama in a Norwegian critical care unit: ethical dilemmas in the.context of ambiguity. Nursing Ethics . 2001;8:0-57.

4. Taycan O, Kutlu L, Çimen S, Aydin N. Bir Üniversite Hastanesinde Çalisan Hemsirelerde Depresyon ve Tükenmislik Düzeyinin Sosyodemografik Özelliklerle olan Iliskisi. Anadolu Psikiyatri Dergisi . 2006;7:0-100.

5. Ergin C. Maslach tükenmislik ölçeginin Türkiye saglik personeli normlari. 3P Dergisi . 1996;4:0-28.

6. Hisli N. Beck Depresyon Envanterinin üniversite ögrencileri için geçerliligi, güvenilirligi. Psikoloji dergisi . 1989;7:0-3.

7. Maslach C, Schaufeli WB, Leiter MP. Job Burnout Annual Reviw of Psychology . 2001;52:0-397.

8. Benderli CY. Onkoloji bölümünde çalisan saglik personelinde tükenmislik ve depresyon düzeylerinin sosyodemografik özelliklerle iliskisi. Yeni Tip Dergisi . 2011;28:0-17.

9. Martin F, Poyen D, Bouderlique E, Gouvernet J, Rivet B, Disdier P, et al. Depression and burnout in hospital health care professionals. Int J Occup Environ Health . 1997;3:0-204.

10. Firth H, McKeown P, McIntee J, Britton P. Professional depression, &lsquoburnout&rsquo and personality in longstay nursing. Int J Nurs Stud . 1987;24:0-227.

11. Iacovides A, Fountoulakis KN, Moysidou C, Ierodiakonou C. Burnout in nursing staff: is there a relationship between depression and burnout? Int J Psychiatry Med . 1999;29:0-421.

12. Firth H, McIntee J, McKeown P, Britton P. Burnout and professional depression: related concepts? J Adv Nurs . 1986;11:0-633.

13. Brewer EW, Shapard L. Employee burnout: A meta-analysis of the relationship between age or years of experience. Human Resource Development Review . 2004;3:0-102.

14. Sayil I, Haran S, lmez S. Ankara Üniversitesi hastanelerinde çalisan doktor ve hemsirelerin tükenmislik düzeyleri. Kriz Dergisi . 1997;5:0-71.

15. Lee H, Song R, Cho YS, Lee GZ, Daly B. A comprehensive model for predicting burnout in Korean nurses. Journal of Advanced Nursing . 2003;44:0-534.

16. Jannsen PM, Schaufeli WB, Houkes I. Work- related and individuals determinants of the three burnout dimensions. Work and Stress . 1999;13:0-74.

17. Akgün E. Çatisma çözümü egitiminin hemsirelerin çatisma çözüm becerisi yöntemi ve tükenmislik düzeyine etkisinin incelenmesi. Psikiatri hemsireligi Programi Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Saglik Bilimleri Enstitüsü. 0;0:0-0.

18. Günüsen NP, Ustü. Günüsen NP, Ustü. 0;0:0-237.

19. Jenkins R, Elliot P. Stressors, burnout and social support: nurses in acute mental health settings. Journal of Advanced Nursing . 2004;48:0-622.

20. Lederer W, Kinzl JF, Traweger C, Dosch J, Sumann G. Fully developed burnout and burnout risk in intensive care personnel at a university hospital. Anaesth Intensive Care . 2008;36:0-208.

21. Duquette A, Kerouac S, Sandhu BK, Beaudet L. Factors related to nursing burnout: a review of empirical knowledge. Issues Mental Health Nursing . 1994;15:0-337.

22. Shanafelt T, Dyrbye L. Oncologist burnout: Causes, consequences, and responses. J Clin Oncol . 2012;30:0-1235.

23. Toh SG, Ang E, Devi MK. Systematic review on the relationship between the nursing shortage and job satisfaction, stres and burnout levels among nurses in oncology/ haematology settings. Int J Evid Based Healthc . 2012;10:0-126.

24. Whippen DA, Canellos GP. Burnout syndrome in the practice of oncology: results of a random survey of 1000 oncologists. Journal of Clinical Oncology . 1991;9:0-1916.

25. Trufelli DC1, Bensi CG, Garcia JB, Narahara JL, Abrão MN, Diniz RW, et al. Burnout in cancer professionals: a systematic review and meta- analysis. European Journal of Cancer Care . 2008;17:0-524.

26. Onan N, Isil O. Onkoloji birimlerinde çalisan hemsirelerde stres, tükenmislik ve basa çikma: Literatür gözden geçirme. Maltepe Üniversitesi Hemsirelik Bilim ve Sanati Dergisi 20104 (Ö. 20104;0:0-264.