Olgu Sunumu

Yoğun Bakım Ünitesinde Diyabetik Ketoasidoz Sonrası Gelişen Kritik Hastalık Polinöropatisi

10.4274/tybdd.13008

  • Mehmet Salih Sevdi
  • Meltem Turkay
  • Tolga Totoz
  • Serdar Demirgan
  • Melahat Karatmanlı Erol
  • Ali Özalp
  • Kerem Erkalp
  • Ayşin Alagöl

Gönderim Tarihi: 16.07.2014 Kabul Tarihi: 07.05.2015 J Turk Soc Intens Care 2015;13(2):87-90

Kritik hastalık polinöromiyopatisi (KHPNM), kritik hastalık sonrası duyusal ve motor liflerde meydana gelen primer aksonal dejeneratif durumdur. Hipoksi/iskemiye bağlı oluşan doku hasarı nedeniyle geliştiği düşünülmektedir. Yirmi dört yaşında kadın hasta diabetik ketoasidoz nedeni ile yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) takip edilirken 2. gün ekstübe edildi. Üçüncü gün respiratuvar asidoz nedeniyle tekrar entübe edildi. Yatışının 5. günü sedasyonu kesilen hastanın bilinci 14. güne kadar açılmadı ve nörolojik muayenede tetrapleji tespit edildi. Yapılan iğne elektronöromiyografide üst ve alt ekstremite motor periferik sinir ileti yanıtları düşük amplitüdlü olarak değerlendirildi. Hasta 23. günde mekanik ventilasyondan ayrıldı. Kritik hastalıklara bağlı gelişen nöromusküler belirtiler kendisini YBÜ’sünde yatış süresinde uzama, mekanik ventilatörden ayrılmada güçlük ve uzamış rehabilitasyon olarak gösterebilir.

Anahtar Kelimeler: Kritik hastalik polinöromiyopatisi, diabetik ketoasidoz

Giriş

Kritik hastalık polinöromiyopatisi (KHPNM), kritik hastalık sonrası duyusal ve motor liflerde meydana gelen primer aksonal dejeneratif durumdur (1). İlk kez 1984 yılında Bolton ve ark. tarafından tanımlanmış olup Sistemik enflamatuvar cevap sendromuyla (SIRS) bağlantılı olduğu bildirilmiştir (2,3). Çeşitli çalışmalarda sepsisli hastaların %70-100’ünde, SIRS’lı hastaların ise %50-70’inde KHPNM gelişebileceği rapor edilmiştir (4-7). Yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) takip sırasında nöromusküler güçsüzlük gelişmesi durumunda ilk olarak KHPNM akla gelmelidir (8,9). Her yaş grubunda görülebilir ancak 50 yaş üstündeki erkeklerde kadınlardan 2 kat daha sık görülür (10). Kritik hastalıklara bağlı gelişen nöromusküler belirtiler kendisini YBÜ’de yatış süresinde uzama, mekanik ventilatörden ayrılmada güçlük ve uzamış rehabilitasyon olarak gösterebilir (11,12).

Bu olguda diyabetik ketoasidoz (DKA) ve septisemi tedavisi sonrası KHPNM gelişen olguyu sunmayı amaçladık.


Olgu Sunumu

Yirmi dört yaşındaki kadın hasta bulantı ve kusma şikayetiyle acil servise getirilmiştir. Kan biyokimyasında glukoz: >600 mg/dL, potasyum: 2,5 mmol/L, tam idrar analizinde protein (+++), keton (+++), şeker (++++) tespit edilmiştir. Hastanın özgeçmişinde aileden tercüman vasıtası ile alınan bilgide özellik yok. Hasta DKA tanısı konularak dahiliye servisine yatırılmıştır. Serviste takibi sırasında genel durumu bozulan hasta tarafımızdan değerlendirildiğinde bilinci kapalı, pupil ışık refleksi +/+, Glasgow koma skalası (GKS): 7, takipnesi mevcuttu. Arteriyal kan basıncı 100/40 mmHg, kalp tepe atımı 140/dk, periferik arteriyal oksijen satürasyonu (SpO2) %85 idi. Arteriyal kan gazında (AKG) pH: 6,66, pO2: 122 mmHg, pCO2: 147 mmHg, HCO3: 6,8 mmol/L, laktat: 3,1 mg/dL, BE: -19,4 mmol/L, kan biyokimyasında glukoz: 501 mg/dL, potasyum (K): 2,6 mmol/L, fosfor (P): 1,02 mg/L, C-reaktif-protein (CRP): 82 mg/dL, lökosit sayısı: 28,79 10/mm3, idrar analizinde protein (+++), keton (+++), şeker (++++) saptandı. Hastanın renal enzim ve fonksiyonları normal idi. Hasta midazolam 0,1mg/kg ve remifentanil 1µ/kg intravenöz uygulama sonrası endotrakeal yolla entübe edilerek YBÜ’ne yatırıldı. Basınç kontrollü ventilasyon modunda, Fraksiyone inspiratuvar oksijen (FİO2): %50, inspiratuvar basınç (IB): 12 cmH2O, soluk sonu pozitif basınç (PEEP): 6 cmH2O olacak şekilde mekanik ventilasyon (MV) başlandı. Midazolam 5 mg sa-1 infüzyon yapılarak sedasyon sağlandı. Yüzde 0,9 NaCl 150 ml sa-1 ve kristalize insülin 5 Ü sa-1 infüzyona başlandı. Kan şekeri takibine göre %5 dekstroz 500 ml içinde 8 Ü kristalize insülin ile sıvı tedavisine 100 ml sa-1 infüzyonla devam edildi. Kan şekeri 140 mg/dL olan hastaya insülin glarjin (Lantus® OptiPen® 100 U/ml) 2x14 Ü subkutan ve kristalize insülin 3x15 Ü intravenöz idame tedavisi olarak planlandı. Potasyum ve fosfat replasmanı yapıldı. Bikarbonat defisiti (24-plazma bikarbonat düzeyi (mEq/L) x 0,5 x vücut ağırlığı (kg)) formülüne göre 516 mmol L-1 olarak hesaplandı (13). Bolus dozu iv yoldan 258 mmol L-1 olarak uygulandı. Geriye kalan 258 mmol L-1 ise 24 saatte bitecek şekilde 10 mmol L sa-1 hızında infüze edilerek replasman tedavisi uygulanmaya başlandı. Diürezi ortalama 100 ml sa-1 olarak takip edildi. Kan, idrar, derin trakeal aspirat (DTA) kültür örnekleri gönderildi. Hastanın takibinin 2. gününde alınan AKG ve kan biyokimyasal değerleri normal sınırlarda iken, idrar analizinde protein (+++), keton (+), şeker (-) saptandı. Sedasyonu kesilen hasta önce devamlı pozitif hava yolu basıncı modunda daha sonra 30 dk T tüpde takip edildi. Kontrol arteriyal kan gazı sonrası kaçak testi uygulanarak ekstübe edildi. Nazal kanül ile 2 L/dk oksijen tedavisi idame ettirildi. Bilinci açık, kooperasyonu ve oryantasyonu kısıtlı hastanın yapılan nörolojik muayenesinde GKS: 13/15 olarak değerlendirildi. Üçüncü gün ani desatürasyon gelişen hastanın AKG’de pH: 7,02, pO2: 52,7 mmHg, pCO2: 105 mmHg, HCO3: 25,5 mmol/L1, BE: -4,6 mmol/L-1, laktat: 3,7 mg/dL-1, kan biyokimyasında glukoz: 203 mg/dL1, K: 4,1 mmol/L-1, P: 2,5 mg/L-1, lökosit sayısı: 13,6 10/mm3, CRP: 173 mg/dL-1 olarak tespit edildi. Solunum sesleri bilateral kaba olan hasta tekrar entübe edildi. Mekanik ventilasyon senkronize aralıklı zorunlu ventilasyon modunda, FİO2 %50, frekans 14 dk-1, IB: 12 cmH2O, PEEP: 5 cmH2O, basınç destek: 10 cmH2O, ile (Datex-Ohmeda, Ge Healthcare, Engström CS, USA) başlandı. Midazolam 5 mg sa-1 infüzyon dozu ile sedasyon sağlandı. Derin trakeal aspirat kültüründe maya hücresi ürediği öğrenildi. Kontrol akciğer (AC) grafisinde bilateral infiltratif alanlar tespit edildi. Hastanın antibiyoterapisi piperasilin-tazobaktam 3x4,5 gr, levofloksasin 1x750 mg ve flukanazol 1x300 mg olarak düzenlendi. Yatışının 5. günü sedasyon kesildi. Sedasyon kesilmesine rağmen bilinci açılmayan hastaya kraniyal bilgisayarlı tomografi ve sonrasında difüzyon manyetik rezonans görüntülemesi yapıldı. Herhangi bir kraniyal patolojiye rastlanmadı. Yenilenen DTA kültür örneğinde Acinetobacter baumannii ve Klebsiella pneumoniae ürediği tespit edildi. Piperasilin-tazobaktam ve levofloksasin tedavisi kesildi. Meropenem trihidrat 3 gr/gün ve flukonazol 300 mg/gün olarak tedavisi düzenlendi. Hastanın bilinci 14. gün açıldı. Ancak nörolojik muayenesinde tetrapleji tespit edildi. Nöroloji konsültasyonu sonrası yapılan iğne Elektronöromiyografisinde (EMG) üst ve alt ekstremite motor periferik sinir ileti yanıtları düşük amplitüdlü olarak değerlendirildi. Yatışının 20. günü üst ekstremite parazisi düzeldi. Kontrol AC grafisinde patoloji görülmedi. Kan, idrar, DTA kültür örneklerinde üreme olmayan hastanın antibiyoterapisi kesildi. Yakınlarının onam vermemesi nedeniyle trakeostomi açılamayan hastada ekstübasyon 26. gün gerçekleştirildi. GKS: 15/15, yer, zaman ve mekan oryantasyonu ile kooperasyonu tam olan hasta alt ekstremite parazisinin gerilemesi üzerine 31. gün dahiliye servisine transfer edildi.


Tartışma

Kritik hastalık polinöromiyopatisi hipoksi/iskemiye bağlı oluşan doku hasarı nedeniyle gelişebilir (14-16). Sepsiste vasküler yapılarda oluşan değişiklikler sonucu periferik sinir perfüzyonunun bozulması patolojiden sorumlu tutulmuştur. Kapiller permeabilite artışı toksik maddelerin periferik sinire geçişini hızlandırır. Kapiller akım interlökin 1, 2, 6 gibi sitokinler, adhezyon molekül aktivasyonu ve tümör nekroz faktörü alfa etkisi ile bloke olur. Ayrıca hastamızdaki gibi diabetes mellituslu hastalarda artan insülin rezistansına sekonder hiperglisemi gelişir. Hiperglisemi endonöral vasküler rezistansı arttırır. Bunun sonucunda periferik sinirin mikrodolaşımı bozularak hipoksi ve iskemi meydana gelir (17-19).

Kritik hastalık polinöromiyopatisi için önemli risk faktörleri arasında SIRS, sepsis, çoklu organ yetmezliği, diyabet, immobilizasyon, steroid, aminoglikozid ve nondepolarizan nöromusküler bloker kullanımı sayılabilir (9,11,15,20). Ayrıca 3 gün ve üzerinde vazopressör kullanımı, beslenme bozukluğu, hipoalbüminemi ve YBÜ’de kalış süresinin uzaması diğer risk faktörleri arasında sıralanabilir (21,22). Sepsisin iki hafta ya da daha uzun sürmesi durumunda KHPNM’nin %50-70 oranında görülebileceği bildirilmiştir (3). Her ne kadar steroid kullanımının KHPNM’ye sebep olduğu bilinse de yapılan bir çalışmada sepsisli hastalarda hidrokortizon kullanımının sepsis süresini kısaltarak KHPNM riskini azalttığı bildirilmiştir (21). Nondepolarizan nöromusküler bloker ilaç infüzyonu kullanımına bağlı görülen KHPNM bu ilaçların uzun süreli kullanımı sonucu metabolitlerinin uzamış etkilerine bağlanmıştır (14,23). Bizim olgumuzda vasopressör, steroid ve non depolarizan nöromusküler bloker ilaç kullanım öyküsü yoktu. Hastanın uzun süreli yoğun bakım yatışına neden olan en önemli etyolojik faktörün sepsis ve DKA olduğunu düşünmekteyiz.

Sepsisli hastalarda KHPNM, hastalığın erken döneminde görülebileceği gibi birkaç hafta sonra da görülebilir. Etkilenen hastalarda tipik olarak mekanik ventilatör ayrılamama ya da diffüz ekstremite güçsüzlüğü mevcuttur. Nörolojik muayenede kas güçsüzlüğü hafiften flaska kadar değişen düzeylerde, genellikle distal ekstremitelerde belirgindir. Duyu kaybı hastaların kooperasyon eksikliği nedeni ile zor tespit edilir. Kraniyal sinir tutulumu görülmezken nadiren hafif fasiyal güçsüzlük olabilir. Derin tendon refleksler azalmış ya da yoktur. Ağrılı uyarana yüz mimik değişikliğinin olmaması ve ekstremitelerde hareket gözlenmemesi önemli bir klinik bulgudur (3,8,9,11). Olgumuz ikinci kez 23 gün sonra ekstübe edilmiştir. İlk ekstübasyonunda kas güçsüzlüğü yoktu ancak ikinci kez ekstübasyon ve weaning planlandığında hasta mekanik ventilatörden ayrılamadı. Dört ekstremitede hareketsizliğin olması, yüz buruşturma ve göz açma hareketlerinin yapabilmesi yanında etiyolojik faktörler gözönüne alındığında öncelikli olarak KHPNM tanısı aklımıza gelmiştir.

Tanının klinik gözlemle konulabileceği bildirilmiş olmakla beraber, olguların erken dönemlerinde uygulanan uzun süreli sedasyon ve sepsise sekonder oluşan ensefalopati tablosu tanı koymayı zorlaştırabilir (24). Elektrofizyolojik çalışma yöntemleri tanıda önemlidir. Elektrofizyolojik çalışmalarda, iğne EMG ile küçük amplitüdlü, polifazik motor ünite deşarjlarının görülmesi tanı koydurucudur. Kas biyopsisi altın standart olmakla beraber invaziv oluşu nedeniyle tartışmalıdır (3,14,16). Olgumuzda kısa süreli sedasyon uygulamamıza rağmen septik ensefalopatinin görülmesi tanı koymamızı geciktirmiştir. Yapılan iğne elektronöromiyografisinde üst ve alt ekstremite motor periferik sinir ileti yanıtlarının düşük amplitüdlü olması tanımızı desteklemiştir.

Kritik hastalık polinöromiyopatisinin kendine özgül bir tedavisi yoktur. Risk faktörlerinin uygun yönetimi önemlidir. Hiperglisemiyi kontrol altında tutmanın hem insidansı hem de mortaliteyi azalttığı bildirilmiştir (25). Kan glukoz düzeyini 80-110 mg dL-1 aralığında tutmanın KHPNM riskini %44 oranında azalttığı belirtilmiştir (26). DM’li hastalarda polinöropati sıkça görülür. Bu hastalarda hastalık kritikleştikçe KHPNM görülme sıklığı daha çok artar. Erken mobilizasyon, altta yatan hastalıkların tedavisi, depolarizan nöromusküler bloke edici ajan ve steroid kullanımından kaçınmak, kısıtlayıcı vasopressör ve sedasyon kullanımı, sepsisle mücadele destekleyici tedaviler öne çıkan yaklaşımlardır (27).


Sonuç

KHPNM yüksek mortalite ve morbidite oranı nedeniyle önemli bir hastalıktır. YBÜ’de yatış süresi uzayan ve kritik hastalığı olan olgularda göz önünde bulundurulmalıdır. Hasta ve ailesi için yarattığı yıkım unutulmadan kas güçsüzlüğünün geri döndürülebilir olabileceği umudu aşılanmalı, sabırla destek tedavisine (beslenme, fizik tedavi ve rehabilitasyon, mobilizasyon) devam edilmelidir.

Hasta Onayı: Çalışmamıza dahil edilen tüm hastalardan bilgilendirilmiş onam formu alınmıştır, Konsept: Mehmet Salih Sevdi, Meltem Turkay, Tolga Totoz, Serdar Demirgan, Melahat Karatmanli Erol, Ali Özalp, Kerem Erkalp, Ayşin Alagöl, Dizayn: Mehmet Salih Sevdi, Meltem Turkay, Tolga Totoz, Serdar Demirgan, Melahat Karatmanlı Erol, Ali Özalp, Kerem Erkalp, Ayşin Alagöl, Veri Toplama veya İşleme: Mehmet Salih Sevdi, Meltem Turkay, Tolga Totoz, Serdar Demirgan, Melahat Karatmanlı Erol, Ali Özalp, Analiz veya Yorumlama: Mehmet Salih Sevdi, Kerem Erkalp, Ayşin Alagöl, Literatür Arama: Mehmet Salih Sevdi, Yazan: Mehmet Salih Sevdi, Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu ve editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir, Çıkar Çatışması: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak herhangi bir çıkar çatışması bildirmemiştir, Finansal Destek: Çalışmamız için hiçbir kurum ya da kişiden finansal destek alınmamıştır.


1. Karen LJ. Neuromuscular complications in the intensive care unit. AACN Advanced Critical Care 2007;18:167-82.
2. Bolton CF, Gilbert JJ, Hahn AF, Sibbald WJ. Polyneuropathy in critically ill patients. J Neurol Neurosurg Psychiatry 1984;47:1223-31.
3. Bolton CF, Laverty DA, Brown JD, Witt NJ, Hahn AF, Sibbald WJ. Critically ill polyneuropathy: Electrophysiological studies and differentiation from Guillain-Barre Syndrome. J Neurol Neurosurg Psychiatry 1986;49:563-73.
4. Leijten FS, De Weerd AW, Poortvliet DC, De Ridder VA, Ulrich C, Harink-De Weerd JE. Critical illness polyneuropathy in multiple organ dysfunction syndrome and weaning from the ventilator. Intensive Care Med 1996;22:856-61.
5. Witt NJ, Zochodne DW, Bolton CF, Grand’Maison F, Wells G, Young GB, et al. Peripheral nerve function in sepsis and multiple organ failure. Chest 1991;99:176-84.
6. Druschky A, Herkert M, Radespiel-Troger M, Druschky K, Hund E, Becker CM, et al. Critical illness polyneuropathy: clinical findings and cell culture assay of neurotoxicity assessed by a prospective study. Intensive Care Med 2001;27:686-93.
7. Latronico N, Fenzi F, Recupero D, Guarneri B, Tomelleri G, Tonin P, et al. Critical illness myopathy and neuropathy. Lancet 1996;347:1579-82.
8. Bolton C, Young B, Zochodne D. The neurological complications of sepsis. Ann Neurol 1993;33:94-100.
9. Arslan B, Arslankonuk ZA, Yalçın Ü, Doğan ŞK, Karslı B, Toraman NF. Cerrahi Sonrası Bir Hastada Yoğun Bakım Polinöromiyopatisine Bağlı Geri Döndürülebilir Tetrapleji. Yoğun Bakım Dergisi 2013;11:38-43.
10. Topcuoglu MA. Yoğun Bakım Ünitelerinde Nöromusküler Güçsüzlüğe Yaklaşım Yoğun Bakım Dergisi 2008;8:82-92.
11. Uluç K, İşak B, Tanrıdağ T, Us Ö. Kritik Hastalık Polinöropatisi ve Miyopatisi Marmara Medical Journal 2008,21:193-202.
12. Rodriguez PO, Setten M, Valentini R. Electrical muscle stimulation for prevention of critical illness polyneuropathy Crit Care 2010;14:428.
13. Sabatini S, Kurtzman NA. Bicarbonate therapy in severe metabolic acidosis. J Am Soc Nephrol 2009;20:692-5.
14. Tezer Fi, Erdem S. Yoğun Bakım Hastalarında Miyonoröropati Yoğun Bakım Dergisi 2003;3:176-81.
15. Bolton CF. Sepsis and systemic inflammatory response syndrome: Neuromuscular manifestations. Crit Care Med 1996;24:1408-16.
16. Wijdicks EF, Litchy WJ, Harrison BA, Gracey DR. The clinical spectrum of critical illness poylneuropathy. Mayo Clin Proc 1994;69:955-69.
17. Dyck PJ. Hypoxic neuropathy: Does hypoxia plays a role in diabetic neuropathy? The 1988 Wartenberg Lecture. Neurology 1989;39:111-8.
18. Cowley HC, Heney D, Gearing AJ, Hemingway I, Webster NR. Increased circulating adhesion molecule concentrations in patient with the systemic inflammatory response syndrome: A prospective cohort study. Crit Care Med 1994;22:651-7.
19. Vincent JL, Abraham E, Moore FA, Kochanek PM, Fink MP. Textbook of Critical Care .6th ed. Advenced Bedside Neuromonitoring; 2011.p.217-19.
20. John P. Kress, Jesse B. Hall. ICU-Acquired Weakness and Recovery from Critical Illnes. N Engl J Med 2014;371:287-8.
21. Annane D, Sébille V, Charpentier C, Bollaert PE, François B, Korach JM, et al. Effect of treatment with low doses of hydrocortisone and fludrocortisones on mortality in patients with septic shock. JAMA 2002;288:862-71.
22. Gül LM, Çelik M, Öztekin F, Devrim S, Orhon ZN. Yoğun Bakımdaki Kas Güçsüzlüğüne İki Farklı Bakış, Türk Anest Rean Der Dergisi 2011;39:43-9.
23. Barohn RJ, Jackson CE, Rogers SJ, Ridings LW, McVey AL. Prolonged paralysis due to nondepolarizing neuromuscular blocking agents and corticosteroids. Muscle Nerve 1994;17:647-54.
24. Morris C, Trinder JT. Electrophysiology adds little to clinical signs in critical illness polyneuropathy and myopathy. Crit Care Med 2002;30:2612.
25. Latronico N, Peli E, Botteri M. Critical illness myopathy and neuropathy. Curr Opin Crit Care 2005;11:126-32.
26. Van den Berghe G, Wouters P, Weekers F, Verwaest C, Bruyninckx F, Schetz M, et al. Intensive insulin therapy in the critically ill patients. N Engl J Med 2001;345:1359-67.
27. Demirsoy N, Taskiran OO. Intensive care unit-acquired weakness: critical illness neuromyopathy. Yoğun Bakım Dergisi 2010;9:98-106.