Özgün Araştırma

Deneysel Sepsiste Hipoterminin Koruyucu Etkinliği

10.4274/tybd.galenos.2018.76094

  • İclal Karaca
  • İlkin Çankayalı
  • Kubilay Demirağ
  • Mehmet Uyar

Gönderim Tarihi: 04.05.2018 Kabul Tarihi: 20.09.2018 J Turk Soc Intens Care 2019;17(2):82-87

Amaç:

Çalışmamızda çekal ligasyon-perforasyon işlemi ile sepsis oluşturduğumuz rat modellerinde hipoterminin yaşam süresi, C-reaktif protein (CRP), prokalsitonin ve lökosit düzeyi üzerine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem:

Çalışma Wistar Albino türü 50 adet erkek erişkin ratlar üzerinde yapıldı. Sepsis oluşturulması için çekal ligasyon perforasyon işlemi kullanıldı. Sepsis oluşturulduktan sonra ratlar hipotermik sham, hipotermik septik (32 °C-34 °C) ve normotermik sham, normotermik septik (36 °C-38 °C) gruplar olarak randomize edildi. Tüm gruplardaki ratlardan çalışmanın başında (0. saat) ve 6. saatte kuyruk kanları alınarak CRP, prokalsitonin, lökosit düzeylerine bakıldı ve yaşam süreleri kaydedildi. İşlem sırasında tüm ratlar intraperitoneal 10 mL/kg %0,9 NaCl ile resüsite edildi.

Bulgular:

Yaşam süresi açısından hipotermik septik grup ile normotermik septik grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandı (hipotermik septik grup 24,3±20,2 saat, normotermik septik grup 15,9±13,5 saat, p=0,039). CRP ve prokasitonin değerleri açısından tüm gruplarda zamana bağlı değişimde istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı.

Sonuç:

Deneysel sepsiste hipoterminin sağkalım süresi üzerine olumlu etkileri olduğu söylenebilir ancak enfeksiyon belirteçleri üzerine etkisi net değildir ve daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

Anahtar Kelimeler: Hipotermi, deneysel, Rat model, sepsis

Giriş

Sepsis, enfeksiyona karşı disregüle konak yanıtının neden olduğu organ disfonksiyonudur (1). Sepsis tanısı için kanıtlanmış veya şüphelenilen enfeksiyonun yanında organ disfonksiyonu kriter olarak belirtilmektedir. Organ disfonksiyonu “[Sequential (Sepsis-Related) Organ Failure Assessment Score]” (SOFA) skoru ile değerlendirilmektedir (1).

Sepsis tanısı ve takibinde SOFA skorunun yanı sıra lökosit, C-reaktif protein (CRP), prokalsitonin (PCT) ve sitokinler gibi özgül olmayan laboratuvar testleri ile birlikte mikrobiyolojik ve radyolojik yöntemler de kullanılmaktadır (1-5).

Sepsis patogenezinde önemli bir yeri olan sitokinler fonksiyonlarına göre pro-enflamatuvar ve anti-enflamatuvar olmak üzere ikiye ayrılır. TNF-α, IL-1, IL-6, IL-8 pro-enflamatuvar, IL-4, IL-10, IL-13 ise anti-enflamatuvar sitokinlere verilecek başlıca örneklerdir. Sepsis patogenezinde birçok sitokin rol almasına karsın TNF-α, IL-1, IL-6 ve IL-10 bunlardan en önemli olanlarıdır (6,7).

PCT, kullanılan enfeksiyon belirteçlerine son yıllarda eklenen yeni bir parametredir ve bu hasta grubunda prognoz ve tedaviye yanıtın izleminde kullanılmaktadır (8).

PCT’nin üretimi endotoksinler veya bakteriyel enfeksiyonlara yanıt olarak üretilen mediyatörlerce (TNF-α ,IL-1, IL-6) sağlanır. PCT enflamasyondan 4 saat sonra artmaya başlar ve yaklaşık 6 saat içinde pik yapar, enflamasyon kontrol altına alındıktan sonra hızla normal değerlerine döner (9).

CRP karaciğer tarafından üretilen bir akut faz proteinidir. Akut faz proteinleri, akut veya kronik enflamatuvar olay sonucunda artmış olan sitokinlerin, başlıca interlökin IL-6’nın etkisi ile en çok karaciğerden salgılanan çeşitli proteinlerdir. Özellikle IL-6, IL-1 ve TNF-α hepatositlerden CRP sekresyonunu indükler (10). CRP’nin plazma konsantrasyonları normalde çok düşük düzeydedir. Ancak travma, enfeksyon, enflamasyon ve doku hasarı sonrası düzeyi birkaç kat artar (11). Özellikle bakteriyel enfeksiyonlar saatler içinde CRP düzeylerinin hızla yükselmesine yol açar.

CRP düzeyi enflamasyonun başlamasından 4-6 saat sonra yükselmeye başlar ve 24-48 saat sonra en yüksek değerine ulaşır (12). Sepsisin karmaşık moleküler mekanizmasını araştırmak için çeşitli hayvan modelleri geliştirilmiştir. Kemirgenlerde çekal ligasyon ve perforasyon deneysel sepsis için en yaygın kullanılan model haline gelmiştir (13-16). Uzun bir zaman önce geliştirilmiş olan çekal ligasyon perforsyon (CLP) işlemi sepsis’in altta yatan mekanizmalarını incelemek için deneysel ortamlarda polimikrobiyal sepsis yaratmada gerçekçi model kabul edilmektedir (13,14,17).

Çeşitli araştırmacılar; hipoterminin kardiyo-pulmoner resüsitasyondan sonra komadaki hastalarda sonuçları iyileştirdiğini (18) ve kardiyopulmoner bypass cerrahisi esnasında orta derecede hipoterminin myokardiyal hücre hasarını ve myokardiyal hücre ölümünü azalttığını göstermiştir (19). Septik şokta hipoterminin etkilerini araştıran Blair ve ark.’nın (20) 1961 yılında yaptıkları çalışmadan bugüne kadar experimental sepsiste hipoterminin etkilerini gösteren birçok çalışma yapılmıştır. Ancak hipoterminin sepsis üzerindeki etkileri henüz tam olarak açığa kavuşmamıştır.

Roth ve ark.’nın (21) “Muscular glutamine deficiency in sepsis-a necessary step for a hibernation-like state?” adlı çalışmasında bazı hücesel metabolizmaların etkilerinin benzerliği açısından sepsis tablosunun hibernasyona benzer bir tablo olduğu ileri sürülmektedir. Hibernasyon yani kış uykusu endotermik memelilerde düşük metabolik hızla, yavaşlamış nefes almayla ve düşmüş vücut ısısıyla karakterize azalmış bir fizyolojik aktivite durumudur. Kış uykusunda gözlenen adenosine monofosfatın (AMP) aktive ettiği kinase (AMPK) mekanizması enerji programını değiştirerek enerji tüketimini aza indirgemede rol oynadığı düşünülmektedir.

Yine Singer (22) ilgi çekici bir varsayımda bulunarak da septik durumunun hücresel metabolizma açısından kış uykusuna benzediğini ileri sürmüşlerdir. Sepsiste de AMPK mekanizmasının aktive olduğu ve bu sayede bütün hücre ve organlarda enerji tüketimleri en aza indirgenerek organizmanın hayatta kalmasına olumlu etki sağladığı düşünülmektedir. Sepsis hastalarına uygulanan şu anki tedavi ilk ve acil müdahale sonrasında geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi (ve gereğinde diğer antimikrobiyal tedaviler), sıvı resüsitasyonu, mekanik ventilasyon tedavisi ve diğer genel destek tedavilerini kapsamaktadır. Enflamasyon cevabı ile oluşan sepsis ve septik şok multiple organ yetersizliği gelişmesine yol açarak önemli bir morbidite ve mortaliteye nedeni olmaktadır (23). Yeni tedavi stratejileri olarak hipotermi üzerinde durulmaktadır Bu nedenle çalışmamızda CLP işlemi ile sepsis oluşturduğumuz rat modellerinde hipoterminin, yaşam süresi ve sepsis tanı ve tedavi izleminde önemli rolü olan CRP, PCT, lökosit düzeyi üzerine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır.


Gereç ve Yöntem

Ege Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu onayı alındıktan sonra başlanan çalışma Ege Üniversitesi ARGEFAR Faz Öncesi Araştırmalar Birimi, Deney Hayvanları Laboratuvarı’nda hayvan haklarına uygun olarak gerçekleştirildi. Çalışma öncesinde ve çalışma sırasında ratlar; klimatize bir ortamda sabit oda sıcaklığında, çalışma öncesinde ve çalışma sırasında yeterli gıda ve su ile beslenerek fizyolojik gece-gündüz siklusu sağlanarak izlendiler. Çalışma her biri yaklaşık 250 g ağırlığında 50 adet Wistar Abino türü erkek erişkin ratlar üzerinde yapıldı. Sepsis oluşturulması CLP işlemi uygulandı. Anestezi amacıyla intraperitoneal (İP) 100 mg/kg ketamin ve İP 10 mg/kg Xylazine kullanıldı. Septik gruplarda anestezi uygulaması sonrası batına orta hattan 2 cm uzunluğunda bir insizyonla laparotomi yapıldı ve çekum proximalden 3/0 ipek ile bağlanarak 20 Gauge periferik damaryolu kateteri ile 3 kez perfore edildi. Perforasyon noktasından bir miktar barsak içeriğinin çıktığının görülmesini takiben çekum batın içine yerleştirilerek periton ve batının diğer katları 3/0 ipek kullanılarak kapatıldı. Sham guplarında ise anestezi ve laparotomi işlemi sonrası çekum perferasyonu yapılmadan barsaklar ve çekum elle irite edildi. İşlem sırasında tüm ratlar intraperitoneal 10 mL/kg %0,9 NaCl ile resüsite edildi. Sepsis oluşturulduktan sonra ratlar hipotermik (32 °C-34 °C) ve normotermik (36 °C-38 °C) olarak randomize edildi. Ratlarda normotermiyi ve hipotermiyi sağlamak/idame edebilmek amacıyla ısı blanketleri ve soğutucu blanketler kullanıldı. Vücut ısısı rektal ısı probu ile 1 saat ara ile ölçüldü. 6 saat süre ile hipotermi uygulandı. Tüm gruplardaki ratlardan çalışmanın başında (0. saat) ve 6. saatinde kuyruk kanları alınarak CRP, PCT, lökosit düzeylerine bakıldı ve tüm gruplardaki ratların yaşam süreleri kaydedildi.


Grup A: Hipotermik Grup

Grup A-1 (n=15): 20 gauge iğne ile perforasyon yapılarak sepsis oluşturulan grup CLP

Grup A-2 (n=10): Sham grubu (laparotomi sonrası çekum perforasyonu ya da insizyonu yapılmadan barsak ve çekumun elle iritasyonu)


Grup B: Normotermik Grup

Grup B-1 (n=15): 20 gauge iğne ile perforasyon yapılarak sepsis oluşturulan grup CLP

Grup B-2 (n=10): Sham grubu (Laparotomi sonrası çekum perforasyonu ya da insizyonu yapılmadan barsak ve çekumun elle iritasyonu)


İstatistiksel Analiz

Veriler Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim Anabilim Dalı tarafından değerlendirildi.


Bulgular

Çalışmamıza 50 adet rat dahil edildi. Ratlar rastgele gruplara randomize edildi. Hipotermik ve normotermik sham gruplarının her birine on adet, hipotermik ve normotermik septik gruplarının her birine on beş adet rat dahil edildi.

Prosedür esnasında sham gruplarının her birinden iki adet rat eksitus oldu. Çalışma her iki sham grubunda sekiz ratla tamamlandı. Normotermik septik grupta bir, hipotermik septik grupta iki adet rat eksitus oldu. Çalışma hipotermik septik grupta 13, normotermik septik grubunda 14 rat ile tamamlandı. Tüm gruplarda; CRP, PCT, lökosit parametrelerinin 0. saat (bazal) ve 6. saat değerleri ve zamana bağlı değişimi (0. saatten, 6. saate değerlerin değişimi) ayrıca grupların yaşam süreleri birbirleri arasında karşılaştırıldı.

CRP’nin 0. saat ve 6. saat ortalama değerleri ve standart sapmaları Tablo 1’de verilmiştir. CRP’nin zamana bağlı değişiminde gruplar arasında istatistiksel olarak fark saptanmadı (p=0,901) (Şekil 1).

PCT’nin 0. saat ve 6. saat ortalama değerleri ve standart sapmaları Tablo 2’de verilmiştir. PCT’nin zamana bağlı değişiminde gruplar arasında istatistiksel olarak fark bulunmadı (p=0,330) (Şekil 2).

Lökositin gruplardaki 0. ve 6. saat ortalama değerleri ve standart sapmaları Tablo 3’de verilmiştir. Lökosit’in zamana bağlı değişimi gruplar arasında istatistiksel olarak karşılaştırıldığında normotermik septik ve hipotermik septik gruplar arasında fark saptanmazken (p>0,005), normotermik sham grubunun lökosit değerlerinin hipotermik sham grubuna göre anlamlı olarak fazla yükseldiği tespit edildi (p=0,000) (Şekil 3).

Yaşam süresi açısından; hipotermik septik grup ile normotermik septik grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi (Tablo 4). Yaşam süresi hipotermik septik grupta normotermik septik gruba göre daha uzundu (hipotermik septik grup 24,3±20,2 saat, normotermik septik grup 15,9±13,5 saat, p=0,039). Sham grupları eksitus olmadıkları için değerlendirmeye alınmadı.


Tartışma

Çalışmamızda CLP işlemi ile sepsis oluşturduğumuz rat modellerinde hipoterminin, CRP, PCT, lökosit gibi enfeksiyon parametreleri ve yaşam süresi üzerine etkisini araştırdık.

Son çalışmalarda hipotermi ile çeşitli hücre koruyucu yolların aktive olduğu bildirilmektedir. Hipoterminin, septik şok oluşturulmuş deney modellerinde pro-enflamatuvar sitokinlerde azalma ve anti-enflamatuvar sitokinlerde yükselme ile enflamasyon cevabının modülasyonunda rol oynadığı ve bu yolla yaşam süresi üzerine olumlu etki sağladığı düşünülmektedir (24-26). Ayrıca hipoterminin doku ve organlar üzerine koruyucu etkiler sağladığı belirtilmektedir (27). Hipoterminin sepsis sırasında; kardiyak output ve oksijen tüketimini azaltarak, vasküler tonus ve serum laktat klirensini artırarak bozulmuş doku perfüzyoununa olumlu etkileri olduğu düşünülmektedir (26,27).

Ancak birkaç çalışmada hipoterminin sitokinler üzerine etkileri açısından farklı sonuçlar bildirilmiştir. O. Huet ve ark. (28) yaptıkları çalışmada normotermik ve hipotermik olarak randomize ettikleri ratları intraperitoneal lipopolisakkarid enjeksiyonu (endotoksemi) sonrası IL-10, TNF-a ve yaşam süresi açısından değerlendirmişlerdir. Sonuç olarak anti-enflamatuvar sitokin olan IL-10 düzeyininin hipotermik grupta normotermik gruba göre yüksek olduğunu, pro-enflamatuvar sitokin olan TNF-α düzeyi açısından ise iki grup arasında fark olamadığını belirtmişler. Hipoterminin pro-enflamatuvar sitokin üzerine olumlu bir etki sağlamadığını bildirmişler. Rim ve ark. (24) ise çekal ligasyon perforasyon ve çekal ligasyon insizyon işlemi ile sepsis ve septik şok oluşturdukları ratları hipotermik (HT 30-32 °C) ve normotermik (NT 36-380 °C) grup olarak randomize etmişlerdir. Sepsis grubunda, IL-6 düzeyi ve yaşam süresi açısından normotermik ve hipotermik gruplar arasında fark olmadığını, septik şok grubunda ise HT grupta IL-6 düzeyinin düşük , yaşam süresinin uzun olduğunu (normotermik grupta 6,5 saat, hipotermik grupta 8,4 saat, p<0,05) belirtmişlerdir.

Septik şok oluşturulan rat modellerinde hipoterminin yararlı olduğu ancak sepsis oluşturulan rat modellerinde hipoterminin koruyucu bir etkinliği olmadığını bildirmişler. Yukarıda çalışmalarda belirtildiği gibi deneysel sepsiste hipoterminin sitokinler üzerine etkisi net değildir. Çalışmamızda sepsis modelinde hipoterminin, sepsiste enfeksiyon belirteçleri olarak kullanılan ve sitokinler ile indüklenen CRP, PCT ve lökosit parametreleri üzerine etkileri incelenmiştir. Bulgularımızda CRP ve PCT değerlerinin tüm gruplarda zamana bağlı değişiminde istatistiksel olarak fark saptanmamıştır (p=0,901; Şekil 1, p=0,330; Şekil 2). Sonuç olarak; sham ve septik gruplara hipotermi uygulanmasının normotermik gruba göre CRP ve PCT değerlerinin değişiminde anlamlı bir farklılık yaratmadığını gözlemledik. Lökosit değerleri ele alındığında ise lökosit değerlerinin tüm gruplarda zamana bağlı artışları istatistiksel olarak karşılaştırıldığında normotermik sham grubunun lökosit değerlerinin hipotermik sham grubuna göre anlamlı olarak fazla yükseldiği tespit edildi (p=0,000; Şekil 3). Ancak normotermik sham grubunun lökosit değerlerinin, hipotermik sham grubuna göre anlamlı yükselmesini hipoterminin olumlu etkisi olarak yorumlamanın yetersiz bir değerlendirme olacağı kanısındayız.

Çalışmamızı yaşam süresi açısından değerlendirdiğimizde; hipotermik septik grup ile normotermik septik grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık vardı. Yaşam süresi hipotermik septik grupta normotermik septik gruba göre daha uzundu (hipotermik septik grup 24,308±20,208 saat, normotermik septik grup 15,893±13,519 saat, p<0,039; Tablo 4). Sham grupları ise eksitus olmadığı için değerlendirmeye alınmadı.

Bulgularımıza benzer sonuçlar Leon ve ark. (26) tarafından bildirilmiştir. Leon ve ark. (29) CLP ile sepsis oluşturdukları ratları; normotermi (38 °C) uygulanan grup (Grup 1), hipotermi (34 °C) uygulanan grup (Grup 2) ve değişik sürelerde normotermi uygulanıp daha sonra hipotermi uygulanan gruplar (Grup 3,4,5) olarak randomize etmişler. Sonuç olarak; bir saat süreyle normotermi uygulanıp sonra hipotermi uygulanan septik sıçanların sağkalım süresini 12 saat 37 dakika, 3 saat süreyle normotermi (38 °C) uygulanıp sonra hipotermi uygulanan septik sıçanların sağkalım süresini 8 saat 56 dakika olarak belirtmişler. Yine aynı araştırmacı başka bir çalışmasında sepsis CLP indüksiyonu öncesi hipotermi (34 °C) veya normotermi (38 °C) uygulanan ratların sepsis sonrası yaşam sürelerini değerlendirmiş ve hipotermi uygulanan ratların sağkalım süresini normotermik tutulan ratlara göre daha uzun bildirmişler (Normotermik 5 saat 11 dk ±0 hr 36 dk, hipotermik 7 saat 22 dk ±0 hr 12 dk). Sonuç olarak, septik sıçanların hipotermi indüksiyon zamanının sağkalım süresi üzerinde kritik bir önem taşıdığını ve hafif indüklenmiş hipotermi ile sağkalım süresinin anlamlı bir şekilde uzadığını belirtmişler. L’Her ve ark. (30) ise CLP ile sepsis oluşturdukları ratları hipotermik (32 °C), normotermik (37 °C) ve hipertermik (42 °C) olarak randomize etmişlerdir. Ratların yaşam sürelerini hipotermik grupta 533±69 dk, normotermik grupta 289±17 dk, hipertermik grupta 61±10 dk olarak belirtilmiştir. Yukarıda çalışmalarda belirtildiği gibi bizim çalışmamızda da hipotermik septik grupta yaşam süresi daha uzundu. Ortalama yaşam süresi her çalışmada farklı belirtilmekle beraber bizim çalışmamızda daha uzundu. Bunun sebebinin uygulanan hipotermi süresi ve perforasyon için farklı iğne çaplarının seçilmesi ile ilgili olabileceği kanısındayız.


Sonuç

Sonuç olarak, hafif indüklenmiş hipotermi septik sıçanların sağkalım süresini anlamlı bir şekilde uzatmaktadır. Ancak CRP, PCT ve lökosit üzerine etkileri açısından daha fazla çalışmaya gerek vardır.

Etik

Etik Kurul Onayı: 2015-TIP-031 no’lu “Deneysel sepsiste hipoterminin koruyucu etkinliği” isimli bilimsel araştırma projesi ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Deneysel Araştırma Projesi’nden onay alınmıştır.

Hasta Onayı: Deneysel çalışma olması sebebiyle hasta onayı mevcut değildir.

Yazarlık Katkıları

Cerrahi ve Medikal Uygulama: İ.K., Konsept: İ.Ç., İ.K., Dizayn: İ.Ç., İ.K., K.D., M.U., Veri Toplama veya İşleme: İ.K., M.U., Analiz veya Yorumlama: İ.K., K.D., Literatür Arama: İ.Ç., İ.K., Yazan: İ.K., K.D., M.U., İ.Ç.

Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.

Finansal Destek: 2015-TIP-031 no’lu “Deneysel sepsiste hipoterminin koruyucu etkinliği” isimli bilimsel araştırma projesi ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Deneysel Araştırma Projesi’nden finansal destek alınmıştır.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.


  1. Singer M, Deutschman CS, Seymour CW, et al. The Third International Consensus Definitions for Sepsis and Septic Shock (Sepsis-3). JAMA 2016;315:801-10.
  2. James K. Cellular and humoral mediators of infmamation. Clinical Laboratory Medicine. 2th ed. Mc Clatchey KD (editors): Lippincott Williams & Wilkins, Philadelphia 2002;1426-47.
  3. Lewelyn M, Cohen J. Diagnosis of infection in sepsis. Intensive Care Med 2001;27 Suppl 1:S10-32.
  4. Lynn WA. Sepsis: Infectious Diseases: volume one, section 2. Armstrong D, Cohen J. (editors) Mosby: London; 1999, p: 613-27.
  5. Zeerleder S, Zwart B, Wuillemin WA, et al. Elevated nucleosome levels in systemic inflammation and sepsis. Crit Care Med 2003;31:1947-51.
  6. Dinarello CA. Cytokines as endogenous pyrogens. J Infect Dis 1999;179:S294-304.
  7. Baykal Y. MOYS da nötrofillerin rolü. Sepsiste yeni ufuklar (editors: Erikçi S.). 2007;14-24.
  8. Meisner M. Procalcitonin: A new innovative infection parameter: biochemical and clinical aspects. Stuttgart, New York: Thieme 2000.
  9. Dandona P, Nix D, Wilson MF, et al. Procalcitonin increase after endotoxin injection in normal subjects. J Clin Endocrinol Metab 1994;79:1605-8.
  10. Volanakis JE. Human C-reactive protein: expression, structure, and function. Mol Immunol 2001;38:189-97.
  11. Pepys MB, Baltz ML. Acute phase proteins with special reference to C-reactive protein and related proteins (pentaxins) and serum amyloid A protein. Adv Immuno. 1983;34:141-212.
  12. Steel DM, Whitehead AS. The major acute phase reactants: C-reactive protein, serum amyloid P component and serum amyloid A protein. Immunol Today 1994;15:81-8.
  13. Rittirsch D, Hoesel LM, Ward PA. The disconnect between animal models of sepsis and human sepsis J Leukoc Biol 2007;81:137-43.
  14. Remick DG, Newcomb DE, Bolgos GL, et al. Comparison of the mortality and inflammatory response of two models of sepsis: lipopolysaccharide vs. cecal ligation and puncture. Shock 2000;13:110-6.
  15. Deitch EA. Rodent models of intra-abdominal infection. Shock 2005;24:19-23.
  16. Buras JA, Holzmann B, Sitkovsky M. Animal models of sepsis: setting the stage. Nat Rev Drug Discov 2005;4:854-65.
  17. Wichterman KA, Baue AE, Chaudry IH. Sepsis and septic shock--a review of laboratory models and a proposal. J Surg Res 1980;29:189-201.
  18. Bernard SA, Gray TW, Buist MD, et al. Treatment of comatose survivors of out-of-hospital cardiac arrest with induced hypothermia. N Engl J Med 2002;346:557-63.
  19. Vazquez-Jimenez JF, Qing M, Hermanns B, et al. Moderate hypothermia during cardiopulmonary bypass reduces myocardial cell damage and myocardial cell death related to cardiac surgery. J Am Coll Cardiol 2001;38:1216-23.
  20. Blair E, Buxton RW, Cowley RA, et al. The use of hypothermia in septic shock. JAMA 1961;178:916-9.
  21. Roth E, Oehler R. Hypothesis: Muscular glutamine deficiency in sepsis--a necessary step for a hibernation-like state? Nutrition 2010;26:571-4.
  22. Singer M. Cellular dysfunction in sepsis. Clin Chest Med 2008;29:655-60.
  23. Martin GS, Mannino DM, Eaton S, et al. The epidemiology of sepsis in the United States from 1979 through 2000. N Engl J Med 2003;348:1546-54.
  24. Rim KP, Kim K, Jo YH, et al. Effect of therapeutic hypothermia according to severity of sepsis in a septic rat model. Cytokine 2012;60:755-61.
  25. Léon K, Moisan C, Amérand A, et al. Effect of induced mild hypothermia on two pro-inflammatory cytokines and oxidative parameters during experimental acute sepsis. Redox Rep 2013;18:120-6.
  26. Léon K, Pichavant-Rafini K, Ollivier H, et al. Does induction time of mild hypothermia influence the survival duration of septic rats? Ther Hypothermia Temp Manag 2015;5:85-8.
  27. Moore EM, Nichol AD, Bernard SA, et al. Therapeutic hypothermia: benefits, mechanisms and potential clinical applications in neurological, cardiac and kidney injury. Injury 2011;42:843-54.
  28. Huet O, Kinirons B, Dupic L, et al. Induced mild hypothermia reduces mortality during acute inflammation in rats. Acta Anaesthesiol Scand 2007;51:1211-6.
  29. Léon K, Pichavant-Rafini K, Quéméner E, et al. Oxygen blood transport during experimental sepsis: effect of hypothermia*. Crit Care Med 2012;40:912-8.
  30. L’Her E, Amerand A, Vettier A, et al. Effects of mild induced hypothermia during experimental sepsis. Crit Care Med 2006;34:2621-3.