Editöre Mektup

Bakma ama Besle

10.4274/tybdd.55376

  • Lütfi Telci

Gönderim Tarihi: 17.10.2016 Kabul Tarihi: 19.10.2016 J Turk Soc Intens Care 2016;14(3):110-111

Anahtar Kelimeler: Kelimeler: Beslenme, yogun bakim, beslenme yönetimi

Sayın Editör;

Dergimizin son sayısında yer alan “Özgün Araştırma” sınıfındaki, “Nütrisyon Timi Yoğun Bakımda Neleri Değiştirir?” başlıklı yazıya doğal olarak eleştirilerim olacaktır. Dergimizin okunmayacağından emin olma cesareti ile gönderilmiş bir yazı olduğunu düşünüyorum. Başka bir şey de düşünmek istemiyorum.

Yazının giriş bölümünde, “normal koşullarda bu ihtiyaç doğal yollardan beslenme ile sağlanabilir, ifadesi yer almaktadır. Yoğun bakımda ise bu mümkün olamayacağından, bu eksikler ancak klinik nütrisyon uygulamasıyla giderilebilir” paragrafından, “klinik nütrisyon” tanımlamasını öğrenmiş oluyoruz. Yoğun bakımda, deneysel nütrisyon olamayacağına göre, “klinik nütrisyon” ile ne kastedilmektedir. Klinik nütrisyon yapamayan yoğun bakım hekimleri, özellikle kritik yoğun bakım hastalarında organ disfonksiyonuna neden olmakta ve mortalite/morbiditeyi arttırmaktadırlar. Yazar bizlerin mortalite ve morbiditeyi arttırdığını ileri sürüyor da, galiba farkında değiliz.

Yazının gereç ve yöntem bölümünde, 01.01.2012 - 31.12.2012 tarihleri arasında yatmış olan 341 hasta ile 01.01.2013 - 31.12.2013 tarihleri arasında yatmış olan 369 hastanın dosyalarının tarandığı ve;

-    Hastaların yatış süreleri,
-    Eksitus oranları,
-    Bası yarası görülme sıklığı,
-    Albümin kullanım oranları,
-    Parenteral/enteral ürün kullanım oranları,
-    APACHE II skorları,
-    Hasta başı maliyetlerindeki değişiklikler geriye dönük olarak araştırıldığı ve istatistiksel analizlerinin yapıldığı görülmektedir.

Yukarıda sıralanan bulgular içinde, ortalama hasta yatış süreleri ve bası yarası görülme sıklığını birlikte değerlendirirsek;

2012 yılında hasta yatış süresi ortalama 6,3±0,9 gün iken, hastaların %35,7’sinde (341/122) bası yarası oluşmuş. Bu sonucu başka bir değerle karşılaştırmak olamaz. Bu oran kendi içinde sorgulanmalıdır. Nütrisyon timi burada devreye girmiş ve 2013 yılında yarattıkları farkı göstermiş. Üç yüz altmış dokuz hastanın 92’sinde (%24,7) bası yarası görülmüş. Ortalama yatış günü 5,8±0,9 gün olan 2013 yılında, bası yarası oluşma oranı yaklaşık %11 azaltılmış, anlamlı sonuç!. Yoğun bakımı ziyaret eden nütrisyon timi, ortalama 4 ile 6 gün hep aynı pozisyonda yatan hastaların pozisyonlarına bir el atsalardı, belki de daha anlamlı sonuç elde ederlerdi. Nütrisyon timinin kanıta dayalı olarak ileri sürdüğü bu anlamlı sonuç, hastane yönetiminin dikkatini çeker ve önlemler alınırsa, yazı amacına ulaşmış olurdu.

Albümin kullanımına ve beslenme yöntemine, nütrisyon timi 2013 yılında kısıtlama ve değişiklik getirmiş ve hasta başı maliyeti yaklaşık %50 azaltmıştır. 2012 yılında her iki hastadan birine parenteral ürün veren ve toplam 400 adet (225+175) albümini nedensiz kullanan yoğun bakım ekibi de, istemeyerek çalışmaya katkı sağlamıştır.

Bu anlamlı bulguların tartışması yapılmıştır. Nütrisyon timi beslenme yöntemini değiştirerek, 2013 yılında beklenen ölüm oranını (%25,2-%28,7) düşürmüş, yatış sürelerini ortama bir gün kısaltmıştır. 2013 yılında komşu ülkemizdeki (ülke demek istedi herhalde) iç savaş nedeni, yoğun bakım servisine ağır hastalar gelmesine rağmen bu olumlu sonuçların elde edildiği ifade edilmiştir.

Sonuç olarak, yoğun bakım servislerinde yatan “kritik yoğun bakım hastalarının” tedavisi, iyileşme süreci ve ek sorunları engellemede, nütrisyon timi hayati önem arz etmektedir.

Emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Etik

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu tarafından değerlendirilmiştir.

Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.